28.04.2014

HZ. ALİ (R.A.)

Haydar-ı Kerrâr ALLAH’ın Arslanı Hz. ALİ (r.a.)

İslâm tarihinin en yüce kamet ve kıymetlerinden birisi hiç şüphesiz Hz. Ali'dir. Hz. Peygamber (s.a.s)'in hane-i saadetinde yetişmesi, Hz. Fatıma ile evlilikte bulunması ona has özellikler ara-sındadır. Hz. Peygamber (s.a.s)'in vefatından sonra Hz. Ali'nin, gerek üç halife dönemindeki tavır ve davranışları, gerekse kendi hilafeti döneminde cereyan eden olayların bütünü, İslâm tarihinin şekillenmesinde çok önemli rol oynamıştır. O her zaman hak ve hakikatin yanında yerini alan, şecaati, ilmi, fazileti, Allah Rasulü'ne herkesten çok yakınlığı ve Allah ile irtibatı, firâset gibi hasletleriyle, bugün hemen her Müslümana numune-i imtisal olmuş ve kıyamete kadar da olmaya devam edecektir. Ne var ki gerek Haricîlerle, gerek Hz. Muaviye ile olan savaşları ve bunların tabiî uzantısı şeklinde cereyan eden fikrî ve zihnî oluşumlar Hz. Ali'nin olduğundan farklı bir şekilde tarihe mâl olmasını da netice vermiştir. Bugün bazı yorumlar itibariyle ayrı bir din, bazıları itibariyle de İslâm dini içinde bir mezhep gibi algılanan Şia'nın -Şia kendini böyle tanıtır-merkezinde Hz. Ali bulunmaktadır. Hakeza Alevîlik vakıasının nokta-i mihrakiyesi de Hz. Ali olarak bilinir.

Biz bu makalemizde, diğer üç halifeyi anlattığımız çerçeve içinde Hz. Ali'yi anlatmaya gayret edecek, özellikle Alevîliğin Hz. Ali ile ilgisi hususunda az bilindiğini zannettiğimiz can alıcı bazı noktalara değinmeye çalışacağız.

Ahmet Kurucan, Yeni Ümit Dergisi, Yıl:1997

0 yorum:

Yorum Gönder

İçindekiler

RADYO KAİNAT DİNLESİN